Muhasebe Haberleri
Müşterilere Hediye Olarak Verilen Saatler Vergisel Açıdan Nasıl Değerlendirilir?
Şirketlerin müşteri ilişkilerini güçlendirmek, marka sadakati oluşturmak veya satış süreçlerini desteklemek amacıyla hediye ürünler vermesi yaygın bir uygulamadır. Bu yazıda, özellikle yeni sözleşme imzalayan müşterilere hediye edilen saatlerin vergisel boyutunu aşağıda verilen özelge özelinde Kurumlar Vergisi, KDV ve Vergi Usul Kanunu çerçevesinde ele alıyoruz.
1. Kurumlar Vergisi Açısından Değerlendirme
Şirketlerin faaliyetlerini büyütmek amacıyla gerçekleştirdiği pazarlama faaliyetleri kapsamında yapılan harcamalar, genel gider olarak kabul edilebilir. Bu kapsamda:
Müşterilere teşvik amacıyla hediye edilen saatler, ciro primi niteliğinde pazarlama ve satış gideri olarak değerlendirilebilir.
Bu harcamaların şirketin faaliyetiyle uyumlu olması ve belgeye dayalı olması şartıyla, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
2. KDV Uygulaması Nasıl Olmalı?
Hediye edilen saatler promosyon ürünü niteliği taşıdığından, KDV mevzuatında özel bir konumda değerlendirilir:
Hediye edilen ürün için yüklenilen KDV indirilebilir.
Müşteriye saat verilmesi, katma değer yaratma amacıyla yapıldığından, bu ürünler için hediyeyi veren firma tarafından ayrıca KDV hesaplanması gerekmez.
Ancak, promosyon ürününün KDV oranı ile satışı yapılan malın KDV oranı farklıysa, sadece eşit ya da düşük oranda olan kısmı indirilebilir, kalan kısmı ise gider yazılabilir.
3. Vergi Usul Kanunu Açısından Kayıt Düzeni
Promosyon amacıyla verilen ürünlerde dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
Fatura düzenlenmesine gerek yoktur, çünkü mal veya hizmet karşılığı bir bedel alınmamaktadır.
Ancak şirketin yaptığı harcama için düzenlenen alış faturası, muhasebe kayıtlarında gider olarak yer almalı ve belgelenmelidir.
Kayıtların Vergi Usul Kanunu’na uygun şekilde belgeyle tevsik edilmesi gereklidir.
4. Promosyon ve Hediye Arasındaki Fark Ne?
Promosyon, pazarlama faaliyeti kapsamında sunulan bir üründür ve vergisel açıdan genellikle gider olarak dikkate alınabilir. Hediye ise ticari işlem dışında sunuluyorsa, kazançla doğrudan ilgisi bulunmayabilir. Ancak bu ayrım uygulamada her zaman net değildir. Yazımızda bahsi geçen örnek, ticari faaliyeti doğrudan destekleyen promosyon niteliğindedir.
5. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hediye verilen ürünlerin şirket faaliyetinin doğrudan parçası olması gerekir.
Lüks ve iş hacmiyle orantısız harcamalar gider yazılamayabilir.
Belgesiz giderler hiçbir şekilde kurum kazancından indirilemez.
KDV açısından indirilebilmesi için mutlaka faturada gösterilen KDV’nin belgeye bağlanması gerekir.
Sonuç
Şirketinizin müşteri kazanım ve satış süreçlerinde sunduğu promosyon ürünleri, uygun şartlarla vergisel açıdan gider olarak yazılabilir ve KDV’si indirilebilir. Ancak bu işlemlerin yasal zemine oturması, belgelendirme ve kayıt düzeniyle uyumlu yürütülmesi gerekir. Aksi halde bu tür promosyon harcamaları vergi incelemelerinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilip risk yaratabilir.
Firma ve işleminize özel durumlar olabileceğini göz önüne alarak mali müşavirinizden görüş almayı unutmayınız!
T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 62030549-125[8-2017/199]-451101 13.11.2017Konu :Müşterilere hediye verilen saatlerin vergisel boyutu
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin her türlü asansör ve yürüyen merdiven ile ilgili bakım, onarım, tamir, revizyon, servis işleri yaptığı, şirketinizce yeni iş bağlantısı ya da sözleşmesi yaptığınızda ilgili firma yöneticilerine bazen saat hediye edildiği, söz konusu saatlerin şirketiniz adına alınarak faturanın şirketiniz adına düzenlendiği belirtilerek, şirketiniz adına alınan ve müşterilere hediye edilen saatlerin muhasebe kaydının nasıl olacağı, saatlerin maliyet bedellerinin gider olarak yazılıp yazılmayacağı ile KDV’sinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilecektir.
Aynı Kanunun, 40’ıncı maddesinde; safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilebilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendiyle ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır. Yapılan giderlerin bu hüküm uyarınca indirim konusu yapılabilmesi için, giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması zorunludur. Bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderler olup, bunlara işletme gideri de denilebilmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin iş hacmini artırmak için müşterilerine teşvik amacıyla vereceği saatle ilgili bedeller ciro primi niteliğinde olduğundan, söz konusu harcamaların şirket faaliyetlerinin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olması şartıyla, şirketiniz adına düzenlenecek belgelere istinaden kurum kazancının tespitinde pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun İspat Edici Kâğıtlar başlıklı 227’inci maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiş olup söz konusu kayıtların Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Anılan Kanunun “Faturanın tarifi” başlıklı 229’uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 231/5’inci maddesinde ise faturanın mal teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, şirketinizin pazarlama ve satış aktiviteleri kapsamında yeni iş bağlantısı veya sözleşme yaptığınız firma yöneticilerine (bedelsiz) hediye edilen saatler için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer Tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.
III-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 saylı KDV Kanununun;
1/1’inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı,
29/1’nci maddesinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,
hükme bağlanmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I.B.10.1.Promosyon Ürünleri” bölümünde;
“Ticari hayatta, ticareti yapılan mallara olan talebin artırılması amacıyla, bir takım pazarlama teknikleri geliştirilmekte, satışı yapılan malın yanında başka bir malın ayrıca bir bedel alınmaksızın verilmesi de sıkça karşılaşılan bir pazarlama tekniği olarak ortaya çıkmaktadır. Bir malın tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devri olarak tanımlanan teslim hükümleri çerçevesinde ticari bir işletmenin yaptığı bedelsiz teslimler de KDV’ye konu olmaktadır.
Ancak, firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi koruma veya artırma amacıyla bir malın yanında başka bir mal verilmesi şeklinde gerçekleşen işlemlerde, promosyon ürünü açısından bir bedelsiz teslim söz konusu olmaz zira, firmanın genişleyen faaliyetiyle bağlantılı olarak işletmede yaratılan katma değer artar.
Nitekim piyasadan satın alınan veya ithal edilen malların promosyon ürünü olarak müşterilere verilmesi, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşıdığından, bu malların alış bedelleri gider olarak kaydedilebilir.
Dolayısıyla, firmanın yarattığı katma değer içerisinde vergilenen promosyon mallarının müşterilere verilmesi sırasında KDV hesaplanmasına gerek bulunmayıp, bu ürünler için yüklenilen KDV ise indirim konusu yapılabilir.
…
3065 sayılı Kanunun (29/4) üncü maddesi ile vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak giderme ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenleme konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.
Bu yetki çerçevesinde, promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu KDV oranının;
– Satışı yapılan mala ait KDV oranına eşit veya daha düşük oranda olması halinde promosyon ürünü için yüklenilen KDV’nin tamamının indirim konusu yapılması,
– Satışı yapılan malın tabi olduğu KDV oranından yüksek olması halinde ise promosyon ürünü için yüklenilen KDV’den, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın indirim konusu yapılması, kalan kısmın gelir veya kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet olarak dikkate alınması,
uygun görülmüştür.” açıklamaları yapılmıştır.
Buna göre, şirketinizin yeni iş bağlantısı ya da sözleşmesi yaptığında ilgili firma yöneticilerine saat hediye etmesi müşterilere sunulacak hizmete ilişkin bedelin pazarlama tekniği olarak şirketinizce karşılanacağı anlaşılmış olup söz konusu harcamaların şirket faaliyetlerinin ehemmiyet ve genişliği ile ilgili olması şartıyla, şirketiniz adına düzenlenecek belgelere istinaden kurum kazancınızın tespitinde pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınması mümkün olan bu gidere ilişkin KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür.
…
Müşterilere Hediye Verilen Saatlerin Vergisel Boyutu Hakkında 10 Sık Sorulan Soru ve Cevap
1. Şirketlerin müşterilerine hediye verdiğinde hangi vergisel sonuçlarla karşılaşılır?
Şirketlerin müşterilerine hediye olarak verdikleri ürünler, eğer pazarlama ve satış amacıyla veriliyorsa, bu ürünlerin maliyeti pazarlama gideri olarak kabul edilebilir ve KDV’si indirilebilir.
2. Kurumlar Vergisi açısından hediyelerin durumu nedir?
Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, müşterilere hediye edilen saatler gibi harcamalar, ciro primi niteliğinde değerlendirilir. Bu harcamalar, şirketin iş hacmini artırmaya yönelikse, pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınabilir.
3. Hediye ürünler için KDV hesaplanmalı mıdır?
Hayır, promosyon ürünü olarak verilen hediye ürünler için KDV hesaplanmaz. Ancak, hediye edilen saatlerin alış bedeli üzerinden yüklenen KDV, indirim konusu yapılabilir.
4. Müşterilere hediye edilen ürünler için fatura düzenlenmesi gerekir mi?
Hayır, bedelsiz verilen hediye ürünler için fatura düzenlenmesine gerek yoktur. Ancak, alış faturaları üzerinden yapılan harcamalar, muhasebe kaydına işlenmelidir.
5. KDV indiriminden nasıl faydalanılır?
Promosyon ürünleri için yüklenen KDV, satışı yapılan ürünle aynı veya daha düşük KDV oranına sahipse tamamı indirim konusu yapılabilir. Farklı KDV oranı varsa, fark, gelir veya kurumlar vergisi açısından gider olarak kaydedilebilir.
6. Şirketler hediye ürünler için maliyet gideri yazabilir mi?
Evet, şirketler, hediye edilen ürünlerin maliyetlerini pazarlama gideri olarak yazabilirler. Ancak bu giderin şirket faaliyetinin ehemmiyetine uygun olması gerekir.
7. Hediye edilen ürünlerin vergisel kaydı nasıl yapılır?
Hediye edilen ürünler için alış faturası düzenlendiğinde, ürünün maliyet bedeli gider olarak kaydedilir. Bu giderin, ticari kazancın elde edilmesi ve sürdürülmesiyle doğrudan ilgisi olmalıdır.
8. Promosyon ürünleri verildiğinde gelir vergisi açısından durum nedir?
Hediye edilen promosyon ürünleri gelir vergisine tabi olmaz, ancak bu ürünlerin şirket faaliyetini artırma amacı taşıması şartıyla, gider olarak yazılabilir ve KDV’si indirilebilir.
9. Hediye verilen ürünler için muhasebe kaydı nasıl yapılır?
Muhasebe kaydında, hediye edilen ürünlerin alış bedeli gider olarak kaydedilir. Eğer bu ürünlerin KDV’si yüklenmişse, o KDV de indirim konusu yapılır.
10. Promosyon ürünlerinin vergisel açıdan riskleri nelerdir?
Promosyon ürünlerinin vergisel açıdan risk yaratmaması için belgelendirilmesi ve muhasebe kayıtlarının doğru yapılması gereklidir. Aksi takdirde, bu harcamalar kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilip vergi cezalarına yol açabilir.
Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.