Mevzuat
Yurt Dışından Alınan Hizmetler ve Komisyon Faturalarının Vergilendirilmesi: KDV, Stopaj ve Gider İndirimi Uygulamaları
Yurt dışı eğitim, danışmanlık veya aracılık hizmetleri sağlayan şirketlerin sıkça karşılaştığı bir konu, bu işlemlere ilişkin vergilendirme yükümlülükleridir. Özellikle farklı ülkelerde verilen hizmetler, komisyon faturaları, otel ve konaklama gibi giderlerin nasıl muhasebeleştirileceği ve hangi vergilere tabi olduğu konusunda net bilgi sahibi olmak, firmaların vergi uyumunu sağlaması açısından hayati önemdedir.
Bu yazıda, yurt dışı kaynaklı hizmet alımlarında KDV uygulaması, kurumlar vergisi stopajı ve gider yazılabilirlik durumu gibi sık sorulan başlıkları ele alıyoruz.
1. Yurt Dışından Alınan Komisyon Faturaları Stopaja Tabi mi?
Eğer yurt dışındaki firma Türkiye’de daimi temsilciye veya iş yerine sahip değilse ve sunduğu hizmet ticari kazanç kapsamında değerlendiriliyorsa, bu ödeme için kurumlar vergisi stopajı uygulanmaz. Ancak bu durumun istisnası, ilgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması varsa, anlaşma hükümleri öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
2. Bu Faturalar Üzerinden KDV Hesaplanır mı?
Eğer yurt dışı firma tarafından verilen hizmetten Türkiye’de yararlanılıyorsa, bu hizmet KDV’ye tabidir. Hizmeti alan şirket, sorumlu sıfatıyla 2 No’lu KDV Beyannamesi ile KDV’yi beyan edip ödemekle yükümlüdür.
3. Yurtdışında Verilen Hizmetler KDV’ye Girer mi?
Eğer hem hizmet yurt dışında veriliyor hem de yurt dışında kullanılıyorsa, bu hizmetler KDV’nin konusuna girmez. Örneğin, Fas’taki öğrencilere Ürdün’deki öğretmenler tarafından verilen uzaktan eğitim hizmeti, Türkiye’de faydalanılmadığı için KDV’ye tabi değildir.
4. Yurt Dışındaki Eğitim Hizmetlerinde Türkiye’de Fatura Kesilirse KDV Uygulaması Nedir?
Eğer Türkiye’de verilen bir eğitim hizmeti söz konusuysa ve bu hizmet 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamındaysa, %10 KDV oranı uygulanır. Aksi takdirde genel oran olan %20 KDV uygulanır.
5. Türkiye’de Tanıtım İçin Yapılan Otel ve Konaklama Giderleri Gider Yazılabilir mi?
Şirketinizin yurt dışı öğrencilere yönelik tanıtım ve pazarlama faaliyetleri kapsamında yaptığı otel ve konaklama harcamaları, eğer belgelenmişse ve işin kapsamıyla orantılıysa gider olarak kaydedilebilir.
6. Hangi Belgelerle Bu Giderler Tevsik Edilmelidir?
Bu harcamaların fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu gibi Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen belgelerle desteklenmesi gerekir. Aksi halde vergisel olarak indirilemez.
7. Türkiye’deki Aracılık Hizmeti Yurt Dışına Verilirse Ne Olur?
Eğer hizmet Türkiye’de sunulmuş ama yurt dışında faydalanılmışsa, bu hizmet KDV’den istisna olabilir, ancak 12/2. madde şartlarının sağlanması gerekir. Aksi halde KDV hesaplanır.
8. Yurt Dışından Gelen Öğrencilere Verilen Eğitimde Vergi Oranı Nedir?
Türkiye’de verilen eğitim hizmeti, özel öğretim kurumu kapsamında ise %10, değilse %20 KDV uygulanır. Eğitim bedeli üzerinden bu oranla fatura kesilmelidir.
9. Yurt Dışındaki Firma Türkiye’de İş Yapmıyorsa Stopaj Durumu Nedir?
Yurt dışı firma Türkiye’de işyeri veya daimi temsilciye sahip değilse ve faaliyeti ticari kazanç kapsamındaysa, stopaj uygulanmaz. Bu durumun istisnası, Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen diğer gelir türlerine girilmesidir.
10. Eğitim ve Tanıtım Giderlerinin Muhasebeleştirilmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Harcamalar işin kapsamı ile orantılı olmalı.
Gerçek ve belgelenmiş giderler olmalı.
Muhasebe kayıtları Vergi Usul Kanunu’na uygun tutulmalı.
Yurt dışı faturalarda KDV ve stopaj yükümlülükleri doğru analiz edilmeli.
Sonuç
Yurt dışından alınan eğitim, danışmanlık ve aracılık hizmetleri için yapılan ödemelerde vergi uygulamaları; hizmetin nerede verildiği, nerede faydalanıldığı ve hizmeti kimin sağladığı gibi unsurlara göre değişiklik gösterir. Vergi yükümlülüklerinin doğru değerlendirilmesi ve doğru beyan ve kayıt yapılması, hem cezalardan kaçınmak hem de gider indirimi hakkını kaybetmemek açısından kritik önem taşır.
Firma ve işleminize özel durumlar olabileceğini göz önüne alarak mali müşavirinizden görüş almayı unutmayınız!
ÖRNEK ÖZELGE
T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIİstanbul Vergi Dairesi BaşkanlığıGelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 62030549-125[6-2017/381]-E.649217 16.07.2018Konu :Yurt dışından alınan hizmetler için düzenlenen komisyon (aracılık) faturasının vergilendirilmesi ve indirilecek giderler hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin eğitim ve danışmanlık faaliyetinde bulunduğu, yurt dışından gelen öğrencilerin Türkiye’de ağırlandığı ve eğitim verildiği, daha sonra yurt dışındaki firmaya satış faturası kesildiği, diğer taraftan yurt dışında öğrenci bulan başka bir firma tarafından aracılık komisyon faturası kesildiği, kesilen bu faturada kdv ve stopaj olup olmayacağı, olacaksa oranının ne olacağı, Fas ülkesinde bulunan öğrencilere Ürdün’de bulanan öğretmenler tarafından internet üzerinden eğitim hizmeti verildiği, bu işlem yapılırken Ürdün’deki öğretmenlerin bulunduğu şirket tarafından şirketinize eğitim faturası kesildiği, şirketiniz tarafından da Fas’ta bulunan firmaya fatura edildiği, Ürdün mukimi firma tarafından düzenlenen faturada kdv ve stopaj olup olmayacağı ve tanıtım toplantıları için Türkiye’ye gelen öğrenciler için yapılan otel ve konaklama gibi giderlerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, Kanunun 1 inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, anılan maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir. Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 3 üncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup ticari kazanç kapsamındaki ödemelerden ise kurumlar vergisi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 37 nci ve 5l inci maddeleri ile tavassut (aracılık) işi ticari kazanç kapsamında değerlendirilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurt dışındaki firma tarafından şirketinize verilen aracılık hizmetleri ticari faaliyet kapsamında bulunduğundan, Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesine istinaden dar mükellefiyete tabi kurumlara, ticari faaliyet kapsamında olması şartıyla yapılan ödemelerden tevkifat yapılmayacağı belirtilmiştir.
Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan ilgili ülke ile ülkemiz arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Buna göre, Şirketiniz tarafından yapılan otel ve konaklamaya ilişkin giderlerin ticari faaliyetle ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
KDV Kanununun;
1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, birşeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,
6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,
9/1 maddesinde ise, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
hüküm altına alınmıştır.
KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için (%1), (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için (%8), listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için (%18) olarak tespit edilmiştir.
Söz konusu Kararname eki (II) sayılı listenin (B) bölümünün 15 inci sırası uyarınca, üniversite ve yüksekokullar ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ve 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında verilen eğitim ve öğretim hizmetlerinde (%8) oranında KDV uygulanmaktadır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.2.1.) başlıklı bölümünde, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetlerin KDV’ye tabi olacağı; bu hizmetlere ilişkin KDV’nin tamamının hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödeneceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurt dışındaki İşlemler” başlıklı bölümünde;
“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.”
Yine aynı Sirkülerin “1.1.2. Türkiye’deki İşlemler” başlıklı bölümünde;
“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, Türkiye’de gerçekleşen mal teslimleri ile Türkiye’de ifa edilen veya yurt dışında ifa edilmekle birlikte Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabidir. Bu teslim ve hizmetlerin yabancı firmalara yapılması bu durumu değiştirmez.
Türkiye’de yapılan, ancak yurt dışında faydalanılan hizmetler ise KDV’nin konusuna girmekle birlikte Kanunun 12/2 nci maddesindeki şartları taşımak kaydıyla KDV’den istisna bulunmaktadır.
Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;
-Yurt dışındaki otellere turist, okullara öğrenci, fuarlara ziyaretçi veya katılımcı bulunmasına yönelik yurt dışındaki firmaya Türkiye’de verdiği aracılık hizmetleri,
…” açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, yurt dışında mukim firma tarafından şirketinize verilen öğrenci bulma hizmetinden Türkiye’de yararlanıldığından, söz konusu firmaya hizmet bedeli olarak yapılan ödemeler KDV’ye tabi tutulacaktır. Hizmeti veren firmanın Türkiye’de ikametgahı, iş yeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığı takdirde, bu işleme ait KDV’nin, KDV Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca adı geçen Şirket tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, şirketiniz tarafından yurt dışından gelen öğrencilere Türkiye’de verilen eğitim hizmeti, hizmet Türkiye’de ifa edildiğinden ve hizmetten Türkiye’de faydalanıldığından genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi bulunmakta olup, verilen hizmetin bedeline ilişkin düzenlenecek faturalarda, hizmetin 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında değerlendirilmesi halinde, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki (II) sayılı listenin (B) bölümünün 15 inci sırası gereğince % 8 oranında KDV uygulanması mümkün bulunmaktadır. Aksi takdirde söz konusu eğitim hizmetinin % 18 oranında katma değer vergisine tabi olacağı açıktır.
Öte yandan, yurt dışında bulunan öğrencilere yine yurt dışında bulunan öğretmenler ile internet üzerinden eğitim verilmesine ilişkin aracılık hizmeti yurt dışında ifa edildiğinden ve hizmetten yurt dışında yararlanıldığından KDV’nin konusuna girmemekte olup, şirketiniz tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacaktır.
Ayrıca, yurt dışından gelen öğrencilerin daha sonra yurt dışında bulunan eğitim kurumlarına yönlendirilmesine ilişkin Türkiye’den verilen aracılık hizmeti KDV’ye tabi tutulacaktır.
VERGİ USUL KANUNUN YÖNÜNDEN:
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde;
“A)…
Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr Kanunun 227 nci maddesinde; “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden (fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu vb.) herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, Kanunun 242 nci maddesinde ise; “Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar…” hükmü yer almaktadır.
…
Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.